Bu bir LAMA ve lamalar tükürür. Tükür oğlum benden TUİK formu isteyenlere TÜÜÜ de...

Bir mali müşavir olarak hizmet sektöründe olduğum için bana da TUİK formu gelmiş, şaşırdım bir yandan da sevindim istatistiki verilerin oluşmasına yardımım dokunacak diye. Fakat TUİK benim istatikleri düşüreceğimi bilmiyor galiba :)

Memur : İyi günler adınıza düzenlenmiş tuik formu var.
 
Ben : Emin misiniz? Neymiş bakıyım benim adım.
 
Memur : Hasan Volkan ÇEVİK değil mi beyefendi?
 
Ben : Evet. Allah Allah iyiymiş :)
 
Memur : Şu şu adres sizin mi beyefendi.
 
Ben : Evet benim ama o benim ev adresim işyeri adresim o değil yani.
 
Memur : Peki beyefendi neden ev adresinizi veriyorsunuz.
 
Ben : Çünkü ben salağım, senin kadar bilmiyorum. Mali müşavir olduğumu söylüyorum, sence adresimi yanlış vermiş olabilir miyim?
 
Memur : Biz adresleri vergi dairesinden alıyoruz, onlar öyle söylemiş olabilirler.
 
Ben : Git onlara sor o zaman, neden adresi yanlış yazıyorsunuz diye.
 
Memur : Tamam yanlışlık olmuş herhalde. Peki mail olarak atsam cevaplar mısınız?
 
Ben : Yok kardeşim posta yapın bana, gönderin özel tükenmez kalemimle dolduracam.
 
Memur : Eee şey, o zaman alıyorda onun için demiştim.
 
Ben : Benim zamanım var sorun değil.
 
Memur : Peki hangi adrese göndereyim, şimdi verdiğiniz adrese mi yoksa bizde görünene mi?
 
Ben : Farketmez ikisi de benim adresim nasılsa.
 
Memur : Peki tamam iyi günler. (Mail atamadı ya sesi bozuk biraz)
 
Ben : Saolun size de. (İçimden orucu zedeleyecek sözler sarfederek. Sen affet yarabbim) :)))
 



Öyle bir denetim ki, bir meslek camiasını birbirine kattığı gibi şahısların kişisel gelişimlerine de katkı sağlıyor. “Şimdi benim böyle bir iş yapmak gibi bir niyetim yok yada bu işi yapacak alanlar henüz belli değil ama belli mi olur hele bir alayım denetim yapma yetkisini ya yapmak istersem, ilerde ne olacağı belli mi olur?” diyenler içeride dışarıda o kadar çok ki… Geçiş süreci diye bu kargaşa ama bu süreç geçtikten sonra öyle bir yapsınlar ki şu denetim yetkilendirmesini durum netleşince, (kimlerin denetleneceği gibi) sadece denetim işini fiilen yapacaklara verilsin bu yetki. Bir SMMM olarak müşavirliği veya denetimi seçmeyelim mesela yada bir devlet memuru, memurluğu yada denetimi seçmeli.

Herkes işini yapmalı ve layıkıyla yapmalı, öyle her şeye atlamamalı. Ondan sonra hasbel kader birileri tarafından sağlanan kıyaklarla denetim yapma yetkisini alınca bu işin gerçek hak edenleri olup bu yolu tercih etmeyen veya edemeyen SMMM’leri küçük görmeye, kötülemeye başlamasınlar şimdiki gibi. Örneğin bakanlık müfettişleri bu yetkiyi almış olsalardı yapacakları ilk iş SMMM’leri kötülemek olacaktı şimdi birçoklarının yaptığı gibi. Sanki bütün SMMM’ler kötüymüş işe yaramazmış gibi. Bizim mesleğimizde de vardır kötüler, bakanlık müfettişlerinde ve diğer yerlerde olduğu gibi ama kimse bu mesleği layıkıyla yapanları da aynı kefeye koyarak bizim meslek camiamızın tamamına dil uzatamaz.

Kanundan nizamdan bahsedenler kanun apaçık önünüzde duruyor, SMMM’lerin denetim yetkisi vardır. Türlü ayak oyunlarıyla kısıtlanmaya çalışılması en hafif tabiriyle hak gaspıdır. Bir toplumda objektif kararlar vermek bu kadar mı zordur illa birilerinin kendilerini yüksekten görme duygularının esiri mi olmalı bizleri yöneten saygı değer kanun ve yönetmelik düzenleyiciler.

Lütfen en azından biz aynı mesleği icra eden meslektaşlar olarak mesleğin geneline hitap eden düzenlemeler yapılmasını sağlayacak çalışmalar yapılabilmesi için gayret gösterelim. Aksi takdirde eskiden ve halen yaşandığı gibi SM-SMMM-YMM, yaşlı-genç, bağımlı-bağımsız, gibi hiçbir anlamı olmayan tartışmaların içinde debelenip durur ve hiçbir şey elde edemeyiz. Tıpkı şimdiki gibi. Tabi belirli bir zümreye yetkiler verilmesi ve hasbel kader sizinde o zümrenin içinde yer alıyor olup kendi menfaatinizi sağlama almanız bütün meslek camiasını kapsayan bir başarıdan önemli değilse.

Unutmayın bir şeylerin düzelmesi için mesleğimizi sevmemiz ve bizimle aynı işi yapan meslektaşlarımıza da saygı duymamız gerekir. Başarılar.

Hasan Volkan ÇEVİK
Mali Müşavir



NELER OLUYOR BİZE?

1-) Mayıs ayı içerisinde ortalıkta hiçbir şey yokken Meslekte Birlik grubu kamu gözetim kurulu başkanıyla görüşüyorlar ve 10 yıllık SMMM'lerin sınavsız denetim yapacaklarını söylüyorlar. Katıldığım bir forumda saolsunlar büyüklerimiz kürsüde benimde konuşmama müsaade ediyorlar ve o zaman soruyorum; böyle birşey var mı diye? Hayır Meslekte Birliğin öne geçme çabaları öyle bir şey yok hayal ürünü diyorlar.
 
 
2-) Haziran ayı içerisinde bu seferde neden sadece mali müşavirler yapsın ki; sınavı veren herkes denetim işini yapabilir diyor maliye bakanlığı müsteşarı ilginç bir şekilde. Derken haziran ayı sonlarında Nurettin Canikli isminin ön plana çıktığı bir çalışma ile mali müşavirlerin sınavsız denetim yapması çıkartılarak bu hak sadece YMM'lere ve ne hikmetse bakanlık müfettişlerine veriliyor.
 
 
3-) Sonra bu gelişmelerden sonra ne kurtarsak kardır mantığıyla yapılmış olacak ki; sadece 10 yıllık mali müşavirlere sınavsız denetim hakkı tanıyan bir önerge daha ortaya çıkıyor. Başka bir deyişle mayıs ayı başlarında konuşulan şey gerçekleşmiş oluyor. Yani 10 yıllık SMMM'lere sınavsız denetim yetkisi verilmesi. İlginç olan şey ise şu; oda yöneticilerimizden birisi son anda verilen bu önergeden haberleri olmadığını söylüyor!!!
 
 
Neler oluyor bizlere? Senaryo zaten yazılmış mıydı? İlk önce eşşeğimizi kaybettirdiler sonra da bir kısım için geri mi buldurdular yani. Bu gerçekten, yazılmış bir senaryonun gerçeğe dönüştürülme çabası mı?
 
 
Osman ARIOĞLU ne demişti; ayrı odalar ayrı Türmoblar kurulsun. Yaşanılan son süreçte birçok meslektaşta Türmob'tan ayrılma düşüncesi iyice netleşmedi mi? Yani ayrı bir Türmob düşüncesini oturtmak tamam gibi. İnsanların bunu istemekte ne kadar haklı oldukları yaşanılan son süreçte gayet iyi anlaşıldı.


Sıra geldi SMMM'ler arasındaki ayrıştırmaya! 10 yılı aşan SMMM'ler, 10 yılı aşmayan SMMM'ler. Bunu acaba iktidar, birilerinin söylediği gibi oda yönetimlerinde bulunan egemen karşı görüştekilerin gücünü azaltmak için bilinçli olarak mı yapıyor?
 
 
Meslekte Birlik grubu hükümete yakın olduğunu iddaa ederken böyle ayrımcı kararlar alınmasına neden engel olamıyor. Madem hükümete yakınsınız meslektaşlar arasında ayrışmayı körükleyecek bu tip kararlara neden engel olunamadı. 10 yıl altında kalan ve bu gruba oy veren yüzlerce genç meslektaşımız yok mu?
 
 
Mevcut yöneticiler ve Türmob neden birilerinin ekmeğine yağ sürüp ayrıştırmacı politikalara destek veriyorsunuz. 1 tane bile meslektaşımız aynı şartlarda denetim yapmayacaksa biz bu işi istemiyoruz diyemez miydiniz? Böyle diyerek meslekteki ayrışmayı önleyemez miydiniz? Ne olacak şimdi, gençler alternatif peşinde koşmasınlarda ne yapsınlar? Gençlerin hakkını kim savunacak...

 
 
 
Bu öykü, çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışa koşarak atları terbiye etmeye çalışan gezgin bir at terbiyecisinin genç oğlunun öyküsüdür.

Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını ister hocası. Çocuk, bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazar. Hayalini en ince ayrıntılarıyla anlatır. Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin krokisini de çizer. Binaların, ahırların ve koşu yollarının yerlerini gösterir.

Ertesi gün hocasına sunduğu 7 sayfalık ödev, tam kalbinin sesidir. İki gün sonra ödevi geri aldığında, kağıdın üzerine kırmızı kalemle yazılmış kocaman bir sıfır ve "Dersten sonra beni gör" uyarısını görür. "Neden sıfır aldım ?" diye merakla sorar hocasına. "Bu ödev, senin yaşında bir çocuk için gerçekçi olmayan bir hayal" der hocası. "Paran yok. Gezgin bir aileden geliyorsun. At çiftliği kurmak büyük para gerektirir. Önce araziyi satın alman lazım. Damızlık hayvanlar da almalısın. Bunu başarman imkansız" der ve ekler : "Eğer ödevini gerçekçi hedefler belirledikten sonra yeniden yazarsan, o zaman notunu yeniden gözden geçiririm."

Çocuk evine döner. Uzun uzun düşünür. Babasına danışır. "Bak oğlum," der babası, "bu konuda kararını kendin vermelisin. Bu, senin için oldukça önemli bir seçim." Çocuk bir hafta kadar düşündükten sonra ödevini hiçbir değişiklik yapmadan geri götürür hocasına. "Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin ..." der, "ben de hayallerimi."

O orta iki öğrencisi, bugün 200 dönümlük arazi üzerindeki 1000 metrekarelik evinde oturuyor. Yıllar önce yazdığı ödev ise şöminenin üzerinde asılı…

Kimsenin, hayallerinizi çalmasına izin vermeyin. Ne durumda olursanız olun, KALBİNİZİN SESİNİ DİNLEYİN !..

İşte beklenen noktaya gelindi!!!

Bir hususa dikkatinizi çekmek istiyorum. Konunun açılış yazısına bakarsanız "planlanmaktadır" diye yazmıştım zaten. Özellikle bizim mesleğimizde hiçbir şey resmi merciler tarafından açıklanmadığı sürece gerçekleşmiş sayılmaz.

Bundan yaklaşık 20 gün önce 07.05.2012 tarihinde idari müdürümüz İrfan Bey yakın bir zamanda harçlarla ilgili bir eylem yapacaklarını ve fikirlerimizle katkıda bulunmamı bizzat benden istemiştir. Dün yapılan danışma meclisi toplantısında konuşulanlar hakkında da az çok bilgiye sahibim.

Daha fazla devam etmeden birkaç noktaya değinmek istiyorum.

1- Muhalif arkadaşlar maliyeyle yöneticeleri karşı karşıya getirecekmiş. Ben bu söylemin yorumunu forumu takip eden mesleğin çilesini çekmekte olan arkadaşlarımıza bırakıyorum. Meslektaşlarının haklarını savunmak yöneticilerin görevleri değil midir? Görmüyor musunuz değerli arkadaşım sustukça angaryanın bir yenisi gelmiyor mu? Mersin odası başkanı yapmış olduğu eylemle maliyeyi karşısına mı almıştır?

2- Düzenleyen Ankara SMMM Odası mı? Yoksa kim olduğunu bilmediğimiz gruplar mı? Bu söyleme akıl erdirmekte zorlanıyorum. Kim olduğunu bilmediğimiz gruplar ne demektir yahu!!! Bizim odamız 13 Haziran'da bir eylem yapacaktır. Onlar harç konusunu öncelikli olarak görebilirler ama meslektaşlar harçlardan çok veya harçların yanında esas olarak angarya konusuna değinilmesini istemektedirler. Sizler veya yöneticilerimiz biz meslektaşlarının sorunlarını bilmiyorlar mı? Bilmiyorlarsa eğer meslektaşlarının sorunlar hakkında kendilerini bilgilendirmelerinin ve bu konulara ağırlık verilmesini istemesinin kötü yanı nedir?

Harçları kaldırın deyince maliyeyle karşı karşıya gelinmeyecekte angaryaları istemiyoruz deyince mi maliyeyle karşı karşıya geleceğiz!!! Kim olduğunu bilmediğimiz gruplar diyerek buradan nasıl bir imaj verdiğinizin farkında mısınız? O toplantıya kimlerin katıldığı aşikar, bu şekilde eylemin angaryalar üzerine olması gerektiğini söyleyenlerde olsa olsa sizin?, bizim gibi angaryalardan bunalmış meslektaşlarımızdan başkaları olamaz.

3- Birde valilikten izin çıkmamıştır demişsiniz. Değerli arkadaşım bu eylem olacaksa bu izinler sizin sandığınız kadar zor değil. Geçen sene yaklaşık 100-150 meslektaşımızla Maliye Bakanlığı önünde kurumlar vergisinin 23:48 de uzatılmasını protesto ettik. Bunu kim olduğu belli olmayan bir grup olarak yaptık. Amacımız kimseyi gaza getirmek veya birilerini maliyeyle karşı karşıya getirmek falan da değildi. Bize göre tüm meslek camiamıza bu zamana kadar yapılmış en büyük saygısızlık yapılmıştı ve bizde bize saygı duyulması gerektiğini haykırdık medeni bir şekilde. Protestomuzdan sonra Çevik Kuvvet ekipleri bile bizlere teşekkür etti medeni eylemimiz için. Emniyetten izni ben şahsen almıştım, izin almak sadece 10 dakikamı aldı. Belirlediğimiz saatte Çevik Kuvvet hazır bekliyordu. Az önce de söylediğim gibi bizlere saygı duyulmasını medeni bir şekilde istedik maliye yetkililerinden. Keşke o zaman odamız ve sizlerde yanımızda olsaydınız; belki şimdi bunları konuşuyor olmazdık. Angaryalar azalır ve hakettiğimiz saygıyı da görürdük belki kurumlardan.

4- Kimsenin gazına gelmeyelim, gerekirse de tepkimizi ortaya koyalım demişsiniz. Ben tepkinizi nasıl göstereceğinizi merak ettim açıkçacı. Yan komşumuza dert yanarak mı gösterecez tepkimizi yada buradan yazalım birileri okur belki değil mi?

5- Yapılan danışma meclisi toplantısında angaryalardan bahsedilmediği izlenimini uyandırmak ise ayrıca hiç hoş değil. Harçlar konusuna gelince; sayın oda başkanımız Mehmet KOÇ beni bizzat arayarak konu hakkında bilgilendirmede bulundu yanılmıyorsam geçtiğimiz Çarşamba günüydü. Kendisinin ne söylediğini uzun uzadıya anlatmayacağım. Sadece şunu söyleyeyim zaten buradan herkes ne demek istediğimi anlayacaktır. "Tobb tarafından kobilerin denetim dışında bıkarılması teklif edilmiştir. Kobi tanımı 1-49 işçili ve 6 milyon TL cirolu firmalardır. Türkiye ölçeğinde kobiler ülkenin % 80 ine tekabül etmektedir. Yani denetime tabi kısım sadece % 20 lik bir paya iniyor"

Şimdi soruyorum bu şartlarda; "Şartlar ne? Yukarıda tırnak içinde yazdıklarım ve denetim firmaları için her sene en az 20.000-TL. harç ödenmesinin öngörülmesi." 80 bin meslek mensubunun tamamı istese bile denetimin yapılabilirliği veya herkes tarafından uygulanabilirliği var mıdır?

Bizler denetim yapmak istiyoruz ve bunun içinde başvurularda bulunduk. Denetimin karşılığında mesleğimizin değerini maddi olarak da alabiliriz diye düşünmüştük. Fakat biz angaryalarla uğraşmaktan kendimizi bu alanda geliştiremiyoruz ve sadece maliyenin bize layık gördüğü 100-TL gibi komik olan mükellef bilgilerini sisteme girme ücretlerine talim ettiriliyoruz. Soruyorum size harçları tek başına eleştirmek bunun protestosunu yapmak tek başına yeterli midir? Tamam harçları düşürdük deseler denetim işini angaryalardan başını kaldıramamış çok sevdiğiniz meslektaşlarınız yapabilecek mi? Bu, bu haliyle birilerinin kendi kavgası izlenimi uyandırmaz mı?

Çok sevgili arkadaşlarım Ankara SMMM odamızın bir eylem planı vardır. Fakat baştada söylediğim gibi planlar gerçekleşmediği müddetçe hiçbir anlam ifade etmez. Eğer bu eylemi odamız yapmayacaksa; geçen sene yaptığımız gibi yine bizler yaparız merak etmeyin.

Bizler odalarımızın bir tek hareketine bakıyoruz. Onlar bize öncü olabilseler gücümüzü herkese gösterebiliriz. Fakat eğer öncü olmayacaklarsa da kendi çabalarımızla gösterebiliriz, bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Odaların desteklememesi durumunda bunu yapacak olanlar kim olduğu belli olmayan gruplar değil bizim gibi meslektaşlar olacaktır. Bu meslektaşlarımızın amacı birilerini gaza getirmek veya birilerini maliyeyle karşı karşıya getirmekte olmayacaktır. Tek amaçları ve odalarımızında destek vermesini istediğimiz amacımız, bizlerin yani meslektaşlarının sorunlarına karşı duyarsız kalınmaması ve bizlere saygı duyulmasıdır.

Sizlerden tek istediğim hem buradan hemde elinizde bulunan diğer imkanları kullanarak yöneticiler üzerinde bu yönde bir baskı oluşturmanızdır. Sonuçta yöneticilerimizi biz seçtik ve eğer onlar bizim hakkımızı kendi iradeleri ile savunmayacaklarsa onları bizlerin hakkını savunmak yönünde telkin etmeliyiz.

Hepinizi Türkiye genelinde yapılacak 13 Haziran 2012 tarihindeki eyleme destek vermeye davet ediyorum...

Saygılarımla,
Hasan Volkan ÇEVİK

Ankara SMMM Odası Başkanı Mehmet KOÇ'un katıldığı radyo programında yaptığı açıklama söyle :

"Her yıl alınması öngörülen 1.250-TL tutarındaki Mali Müşavirlik ruhsat harçları; Türmob başkanı ile Mecliste yapılan görüşmelerle 448-TL'ye düşürülmüştür ve bu harç her sene değil sadece ruhsat alındığında bir kere ödenecektir. Mesleğimize en yakın meslek grubu olan Avukatlardır ve onlardan bu rakam alı...ndığı için bu rakam olması tavsiye edilmiştir. Ayrıca her meslek grubundan bu harç sadece bir kere alınır, bizden her yıl alınması haksızlık olurdu."

"Denetim şirketlerinden alınması öngörülen 30.000-TL tutarındaki harç bedeli, şirketin yapmış olduğu ciro bedelinin % 0,2 (binde 2'si) şeklinde uygulanacaktır" 21.05.2012 - 10:50

Temennimiz düşürülmesi yönünde tabiki ama görecez bakalım düşürülecek mi?
 
Hasan Volkan ÇEVİK
 


T.C.
BARTIN VALİLİĞİ
Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

Sayı :B.07.4.DEF.0.74.10.00-040-DA-1 12/01/2012

Konu : SMMM’lerin 3568 sayılı Kanun uyarınca müşterileri ile yaptıkları ve her yıl yenilemedikleri sözleşmelerde damga vergisi uygulaması hk.

 İlgi : … tarih ve … kayıt nolu özelge talep formu

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, mali müşavirliğini yaptığınız müşterilerinizle hizmet sözleşmeleri düzenlediğinizi belirterek bu sözleşmelerin her yıl yenilenmese bile her yıl için ayrıca damga vergisi mükellefiyetinin doğup doğmayacağı konusunda görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği, 2 nci maddesinde ise vergiye tabi kağıtlar mahiyetinde bulunan veya onların yerini alan mektup ve şerhlerle, bu kağıtların hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine devrine veya bozulmasına ilişkin mektup ve şerhlerin de damga vergisine tabi olduğu; 10 uncu maddesinde damga vergisinin nispi veya maktu olarak alınacağı, nispi vergide, kağıtların nevi ve mahiyetlerine göre bu kağıtlarda yazılı belli paranın, maktu vergide kağıtların mahiyetlerinin esas olacağı, belli para teriminin, kağıtların ihtiva ettiği veya bunlarda yazılı rakamların hasıl edeceği parayı ifade edeceği; 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında da, belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin değiştirilmesi halinde artan miktarın aynı nispette vergiye tabi olacağı belirtilmiştir.

Mezkur Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “I.Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün A/1 fıkrasında, belli parayı ihtiva eden mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknamelerin damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır. 2009/15725 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 01.01.2010 tarihinden geçerli olmak üzere nispi damga vergisi oranları, Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-1 fıkrasındaki kağıtlara ilişkin damga vergisi oranı binde 8,25 olarak belirlenmiştir.

Diğer taraftan, 02/01/1990 tarihli ve 20390 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavir Ücretlerinin Esasları Hakkında Yönetmeliğin 14 üncü maddesinde; ücret sözleşmelerinin münferit ya da süreli olarak yapılabileceği, süreli sözleşmelerin en az bir yıllık olmasının şart olduğu, sözleşmelerin ait oldukları işlemleri ve bunlara ait süreleri kapsayıp, diğer işlem ve sürelere uygulanamayacağı, bu durumda yeni sözleşme yapılması gerektiği belirtilmektedir.

Özelge talebinize konu müşterilerinizle yaptığınız hizmet sözleşmenin; 6.1 maddesinin “Meslek Mensubunun sözleşmede belirtilen işlerden dolayı sözleşme dönemi süresince alacağı ücret 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunun 46 ıncı maddesi ile 02/01/1990 tarihli ve 20390 sayılı resmi gazetede yayınlanan Serbest Muhasebeci Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavir Ücretlerinin Esasları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca her yıl yayınlanan meslek mensuplarınca uygulanacak olan asgari ücret tarifesindeki 2. grup illere ait işin mahiyetine uygun asgari ücret tarifesindeki tutardır.” şeklinde olduğu, sözleşmenin 7 nci maddesinde, sözleşmenin anılan yerle sınırlı olmak üzere bir takvim yılını kapsayacağı, sözleşmenin 31/12/2008 günü meslek mensubunun adresinde 2 sayfa 1 asıl olarak düzenlendiği, sözleşmenin karşılıklı fesih edilmediği sürece yürürlükte bulunacağı, yeni sözleşme düzenlenmeden mevcut sözleşmenin geçerliliğini koruyacağı hususlarını içerdiği belirtilmektedir.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, mali müşavirliğini yaptığınız müşterilerinizle düzenlediğiniz hizmet sözleşmelerinin süresi, içeriği ve geçerlilik şartları gibi hususlar 3568 sayılı Kanun uygulaması ile ilgili olup, bu hususlardan ari olarak Damga Vergisi Kanunu yönünden, söz konusu sözleşmelerin süresinin, bu sözleşmelere şerh konulması veya yeni bir sözleşme veyahut bu mahiyette bir kağıt düzenlenmesi şeklinde herhangi bir değişiklik yapılmaksızın kendiliğinden uzaması durumunda, sözleşme süresinin bitimini izleyen yıllar için ayrıca damga vergisi aranılmaması gerekmektedir