Sevgili,

Bizi bırakıp gittin madem ki,
Suskunluğu seçtin madem ki,
Şems yerine gölgeye geçtin madem ki,
Pervane için kandil idin. Bittin madem ki,

Okyanusta bir damla olmak yerine,
Su birikintisinde damla olmayı tercih ettin madem ki,

O zaman
Maşuk çaresiz,
O sıradan bir adem ki..

Ahmet KİK


Öncelikle gelen herkese teşekkür ediyorum.

Merak edenler olabilir, neden 10 ve 11. buluşmanın değerlendirilmesi yapılmadı diye. 10. buluşma özel konuşmaların yapıldığı ve kendimizi değerlendirip yanlışlarımızı, eksiklerimizi, artılarımızı değerlendirdiğimiz bir buluşma olduğu için buradan aktarmak istemedik. 11. buluşmada da benim acilen şehir dışına çıkmam gerektiğinden böyle bir değerlendirme yapılamadı. Sanırım bu 10. buluşmada konuştuğumuz eksiklikler hakkında biraz ipucu vermiştir.

Peki dün ne konuştuk derseniz?

1-) 2009/113 ve 2010/33 nolu SGK genelgelerinde belirtilen teşvik konusunu konuştuk. Yanlız sadece bu teşviklere takılıp kalmamalı ve bundan önce yayınlanan 18-29 yaş diye bilinen genelgelere de bakmalıyız. Bunlar 2008/73, 2009/52 sayılı SGK genelgeleri ile işsizlik sigortasından yararlanan işçiler için teşviki öngören 2009/149 sayılı SGK genelgeleridir.

2-) SGK tarafından sigortasız işçi çalıştırılmasını önlemek için denetimlerin yoğunlaştırıldığından bahsettik. Bu durumdakiler için yani sigortasız işçi çalıştırdığı tespit edilenlere Şükrü KIZILOT'un kaçak işçi çalıştırmanın dayanılmaz cazibesi konulu yazısını okumalarını tavsiye ettik. http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=279525&yazarid=82 yazı bu. Birde mahkeme kararı var deniyordu, onu da bulabilirsek buradan ekleriz.

3-) Defter tasdik edilmemesi durumunda idarenin ve yargı kararlarının farklı olduğunu konuştuk. Bunun ilgili bilgiye şu linkten ulaşabilirsiniz. http://www.mustafagulsen.com/forum/forum_posts.asp?TID=4144&OB=DESC

Daha birçok konu konuştuk ama bu ara biraz dalgınım benim aklımda bunlar kaldı. Diğer konularıda toplantıya katılan diğer arkadaşlar tamamlarsa sevinirim.

Hasan Volkan ÇEVİK



Gözlerini
Kaybetmeden anlamaz mı ? İnsan.
Denizin mavisinin,
Ormanın yeşilinin,
Değerini..

İşitme duyusunu
Kaybetmeden anlamaz mı ? İnsan
Bir serçenin kanat çırpma sesinin,
Çırcır böceği senfonisinin,
Değerini..

Sağlığını
Kaybetmeden anlamaz mı ? İnsan
Nefes almasının
Ayakta dik durmasının
Değerini,

Peki
Anlamaz mı ? İnsan
Aşk’ın değerini
Kaybetmeden sevdiğini ..

Ahmet KİK

Yorgun Kuş



Yorgun bir kuş
Yatmakta
Gögüs kafesimde..

Kış yağmurlarından
Kanatları ıslanmış,
İri dolu tanelerinden
Bedeni yaralanmış,
Arsız çakan şimşeklerden
Korkarak atmakta kalbi,

Bekle..
Bekle..

Gün doğunca,
Güneş ısıtınca,
Çiçekler açınca ve salınca kokularını,
Yeryüzüne..

Haber vereceğim..
Ve
Salacağım seni
Yüreğimden..

Ahmet KİK



Sokak lambaları
Soğuktur.
Can yoktur.
Bilmez sevdanın adını.
Ve de tadını.

Sevgili,
Peki sen bilir misin ?
Gecenin
Siyah karanlığı
Bir kelebek için ne zindandır..

O
Bir ışık kırıntısını
Ne umutla
“aşk” diye
Sarar zayıf kanatları ile..

Oysa
Sokak lambasına
Her yaklaştığında
Bir kanadı yanar
Bir daha
Bir daha

Ve
Sabaha çıkmaz bu aşk…

Ahmet KİK



Aşağıdaki linkten ilgili dosyayı bilgisayarınıza indirebilirsiniz.

http://www.upload.gen.tr/d.php/s9/fi3hgfyg/Konsinye.doc.html



Sevgili,

Soğuk suskunluğun
Alıştırmaksa
Sensizliğe beni..

Gözlerin bile,
Uğramaz olmuşsa
Gönül mahalleme..

Mevsimi bile geçmişse
Gözyaşı yağmurlarının..

Ve

Yeni oyuncağın
Buzdan kaleler
Yapmaksa çevrene..

Korkmuyorum
Sadece
Donuyorum.

Adı konmuş
Çünkü

Bembeyaz ayrılığın..

Ahmet KİK

YAŞAYALIM Kİ



Seninle yaşlanmak istiyorum. Seneler geçsin, sen beni bil, ben seni bileyım istiyorum. Benim olduğu kadar dostlarının, dostlarının olduğu kadar benim ol istiyorum. Nice sıkıntı ve zorluk yaşayıp anlatalım.

Yaşayalım kı, öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı. Birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız. Sen çok dertlenip, içip, arkadaşlarınla eve gelmelisin. Paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız. Öyle ki, yalnız sıkılmak sıkmalı bizi.

Yaşayalım ki, paramız olunca sevinelim. Güzel günlerimizi, evimizde, bır şişe şarap ve pijamalarımızla kutlamalıyız. Ya da bazen dostlarla ucuz biralar içerek... Böylece yaşamalıyız işte.

Sonra çocuğumuz olmalı, düşünsene, senin ve benim olan bir canlı. Geceleri ağladıkça sırayla susturmalıyız. Sen arada mızıkçılık yapmalısın. Ve ben söylenerek sıranı almalıyım. Yorgun olduğum için yemek yapmamalıyım, söylenerek yumurta kırmalısın. Hava soğukken birbirimize sıkıca sarılıp yatmalıyız.

Zaman su gibi akıp giderken, herşey yaşanmış bir hayatımız olmalı. Herşeye rağmen hiç bıkmamalıyız birbirimizden. Mutlu da olsa, kötü de olsa, yaşadığımız günler bizim günlerimiz olmalı. Saçlara düşünce aklar ya da gidince aklar, çocukları güvence altına alıp gitmeli bu şehırden.

Kavgasız, her sabah gürültüyle uyanılmayan, sessiz bir yere gitmeliyiz. Geceleri balkonda denizi seyredip, sandalyelerimizde sallanmalıyız. Eve gelip, benden kahve istemelisin. Çocuklar gelmeli zıyaretimize, geçmışteki hareketli günlerimizi anımsamalıyız...

Öyle sevmelisin ki beni, bu yazdıklarım korkutmamalı seni. Tebessümler açtırmalı yüzünde. Bir gün bu hayatı bırakıp giderken, sadece mutluluk olmalı yüzümüzde, birbirimizi sevmenin gururu olmalı "herşeyde"...

Can YÜCEL