Ankara Kurumlar Arası Futbol Turnuvası 3. hafta mücadelesinde takımımız Enerji Bakanlığı ile karşılaştı. Dostça geçmesi beklenen maçta rakip takım oyuncuları hakeme ve takım oyuncularımıza sözlü sataşmalarda bulunsa da takımımız oyuncularının bu sataşmalara karşılık vermemesi maçın beklenildiği gibi dostane bir havada geçmesine sebep oldu.

Maça tutuk başlayan takımımız ilk dakikalarda savunmada yaşanan anlaşmazlıklardan dolayı rakip takıma iki net gol pozisyonu verdiler. Bunlardan birinde rakip takım forveti topu dışarı atarken diğer pozisyonda kalecimiz Başak abi gollük bir pozisyonu güzel bir şekilde kurtarmayı başardı. Bundan sonra takımımız da gol pozisyonları bularak oyunu dengelese de, ilerleyen dakikalarda rakip takımın attığı iki gole engel olamadık.

İlk yarının sonlarına doğru iyice toparlanan takımımız rakip takım kalecisinin inanılmaz hatasından dolayı Selim ile bir gol bulmayı başardı ve bu gol çok büyük bir moral oldu. İlk yarının son dakikalarında oyuna Atilla'nın yerine giren Volkan'ın kafayla attığı gol ile maçın ilk yarısı da 2-2 sona erdi.

Maçın ikinci yarısında takımımız oyuna ağırlığını iyice koydu ve neredeyse maç tamamen rakip sahada geçti. Ayağa iyi pas yapan Enerji Bakanlığı yorgunluğun verdiği etkiyle kendi sahasından çıkamamaya başladı. Sürekli gelişen atakların birinde Gökhan ceza sahasının sağ tarafından topu içeriye doğru ortaladı. Rakip defansın arkasından bir anda çıkan Mustafa topu ağlarla buluşturdu ve maçı 3-2 yaptı. Bu dakikadan sonra Volkan, Gökhan ve Mustafa'nın ayağından net pozisyonlar kaçıran takımımız; sağ taraftan Gökhan'ın yaptığı ortaya son anda ayak koyan Selim ile güzel bir gol daha buldu ve skoru 4-2 yaptı.

İlerleyen dakikalarda takımızın geliştirdiği ataklarda başka gol olmadı ve takımımız maçı 4-2 kazanarak üç maç sonunda puanını 7'ye yükseltti.

Maça damgasını vuran olaylar ise; birincisi maçı 2-0 geriden gelip döndürmek ve işi ciddiye almanın bilincini kavramak olurken, ikincisi ise; Mustafa'nın attığı gol sonrası sakatlığı dolayısıyla tribünde bulunan Kazım'a koşması ve gol sevinci esnasında yaşananlar oldu. Kazım tribündeki yerine döndüğünde hala titriyordu… :))

Değişiklikler:

Atilla >>> Volkan
Erdinç >>> Turhan



Ey gözleri yaşlarla dolan! Kalpten kalbe uzaklık ancak özlediğin ve özlendiğin kadardır. Kalbimde hissettiğim acının tarifi dağlara verilseydi dağlar bu acının ateşiyle küle dönerdi. Sen hangi diyarda acı çekip özlem duyuyorsan bil ki ben de oradayım. Özleyen kalbimizdir, bekleten de acizliğimiz. Sen orada hangi acıların eşiğindeysen bil ki ben o eşiği aşıp ateşe çoktan alev olmuşum.

İnsanım diyerek gezen binlerce gölge var. Kalbinde zerre kadar yakınlık duymadan, sadece nefsinin tutsağı olan. Ey Aşkullah'a inanan insanlar! Bilin ki insanlık çoktan ölmüştür. Kurtuluş sadece aşkla yeniden sevebilmektedir. Yeniden nefes almayı dilerseniz, mazlumum demeyi bırakın Aşıklığa iltica edin. Dünyada nice gözü yaşlı mazlumlar, Aşkullah'ın bağrını dağlamaktalar. Haydi! Sende bir adım at! Belki bir mazlumun özlemi sensin. Belki de sen mazlumun ta kendisisin. Yani uzağa gitmene gerek kalmadı sadece nefsin dostluğundan kurtulup. Gönül evine geri döneceksin. Nice canlar zalimlerin zulmünde. Sen de uzak kalarak zalimlere destek olma.

Bil ki aşıklık, insan olmaktan iyidir. İki gözünü kapasan da, muhakkak bir acıya çarpar bedenin. kulaklarını tıkasanda bir mazlumun feryadıyla yırtılır kalbin. Dünya da bu kadar güzellik varken. Mazlumu, zalimin pisliğine ve işkencesine mahkum etme. En sevdiğinin rahmeti için, hiçbir şey yapamam diye geçiştirme. Bari güneşte ısınan bir taşı gölgeye kaldır. Bari pencerene konan bir kuşa kuru ekmeğini ıslat ver. Bari bir çocuğun başını kalbindeki şefkatle okşa. Bari yoldan geçen bir fakire güler yüzle selam ver. Belki kolay diyorsun içinden ama önemli olan dil ile değil hâl ile ispattır. Biz aç olanları bilip sofralara oturamayanların, üşüyenleri hissedip ateşin karşısında ısınamayanların yolundayız. Evet insanlık öldü ama Aşıklık bâkidir. Haydi! Aşkullah seni bekliyor. Aşıklığa hicretin tam zamanı. Hây'dan hu'ya selam olsun. Aşkın sahibine emanet olun canlar!..

Bârân-î