E-Eziyet

Bugün sabahtan beridir E-Bildirge zımbırtısına girmeye çalışıyorum. Bu kadar lanet olası birşey olamaz. Allah belasını versin bu sistemi yapanların, daha doğrusu yapamayanların. Yahu kardeşim bu kadar salak nasıl olunur. Hiç mi bir bok bilmiyorsunuz siz. Küfür etmekten başıma ağrılar girdi yemin ederim. Çok sinirlendim.

Aslında sorun sadece geri zekalı sistemin çalışmaması değil. Aylık bildirgelerini ayın ilk günlerinde gönderenlerin durumları ne olacak. Şimdi bir meslek mensubunun müşterisi "kardeşim bizim bakkal ahmet daha az sigorta ödemiş. İndirim varmış indirimden yararlandığını söylüyor, biz niye yararlanmadık" derse; o meslek mensubu ne yapacak. Madem indirim diye birşey yapacaksınız, bunu ay içinde yapmakta neyin nesi. Madem yapıyorsun bir sonraki ay bildirgelerini kapsattırsana. İnanın sinirden söyleyecek söz bulamıyorum.

Üzerimize çok geliniyor bu sıralar. Bunun bir yerden patlaması olur diyecem ama bizlerdeki bu vurdumduymazlık ve ne olursa olsun yaparımcılık olduğu sürece bizlerin işi çok zor. Allah bizlere sabır, güç ve sağlık versin.

Bu yapılan aptalca uygulamalar boyun fıtığımın azmasına neden olduğu gibi, aynı zamanda beni sinir hastası edecek diye de korkar oldum. Birde sınavdan yeni çıkmanın üzerimde oluşturduğu stresli ruh halini buna ekleyince inanın çıldıracak gibi oluyorum. Eğer benim gibi mülayim bir adam bile böyle sinirlenebiliyorsa, tezcanlı bir insanın bu durumlar karşısında yaşadıklarını düşünemiyorum bile.

Son olarak Allah belanı versin "İnternal Server Error"


Ankara SMMM Odası 22-23 Kasım 2008 Tarihli Yeterlilik Sınavı Öncesi Yapılan Toplantıdan Notlar

Öncelikle buraya yazacaklarım sınavı kesinlikle bağlıyor diye birşey söz konusu değil. Bunu başta belirtmek istedim. Toplantıya gelen hocalar, toplantıların yanlış aksettirilmesinden ve sanki toplantılarda soruların veriliyormuş izlenimini uyandırmasından şikayet ettiler ve açıkcası yine saolsunlar bazı bilgiler verdiler ama bu verdikleri bilgiler beni çok fazla tatmin etmedi.

Ben herşeye rağmen söyledikleri herşeyi kelimesi kelimesine not ettim. Yanlız toplantıda Denetim ve Maliyet muhasebesi ile ilgili hiçbir şey söylenmedi.

Denetim : Hiçbir şey söylenmedi. Yanlız sınava girmeden bize kursta ders veren hocanın internet sitesinde tahmin yürüttüğü sorulara bir bakmanızı tavsiye ederim. İnternet adresi şu: http://www.smmmsinavlari.com

Maliyet Muhasebesi : Hiçbir şey söylenmedi. Yanlız biraz sıkıştırınca mali analiz hakkında bilgi veren hocanın ağzından kademeli ve evre maliyet sözcükleri döküldü. Bana sorarsanız bir bağlayıcılığı yok bu söylediğinin ama yine de tedbirli olmakta fayda var tabiki. Benim kendi tahminim şöyle; 1-Standart maliyet, 2- İşçilik, 3- Kademeli yada Planlı dağıtım 4- Ortak ürün - Yan ürün konularından birinin çıkması muhtemel diye düşünüyorum.

Finansal Muhasebe : Puanlama her doğru yevmiye maddesi üzerinden yapılıyor. Bilanço ve gelir tablosunun sonucu doğru olmasa bile yapılmasında fayda var. Yanlız hesapları yazarken yerli yerinde yazmaya özen gösterin. Günlük yaptığınız işlemleri unutun ve teorik bilginin istendiğini unutmayın. Bu ders ile ilgili söylenen bundan ibaret.

Meslek Hukuku : 27 Temmuz 2008 tarihinde yayımlanan değişen meslek yasasının, Mesleki Eğitim ile ilgili bölümleri, Etik ilkeler, Haksız rekabet ve reklam yasağı yönetmeliği öncelikli olarak söyledikleri. Ayrıca disiplin yönetmeliği ile çalışma usul ve esasları hk. yönetmeliğe de bakılmasını tavsiye ettiler.

Temel Hukuk : Sadece yeni SGK'na değinildi. Aslına bakarsanız biraz da üstünden geçti ama üstünden geçmekte haklı. Çünkü bana göre de bu konuda soracakları sorular sınırsız ama fazla zorlamayacaklarmış gibime geliyor. Söyledikleri şu; sosyal güvenliği hangi kurum sağlar, sigortalı sayılanlar kimlerdir ve sigortalıya yapılan yardımlar nelerdir?

Mali Tablolar Analizi : Tanım sorusu olarak muhasebenin temel kavramları ile ek finansal tabloların niçin düzenlendiklerini ve temel özelliklerinin neler olduğunun sorulabileceği vurgulandı. Ayrıca özellikle üzerinde durduğu konu ORAN ANALİZİ. Oran analizine özellikle bakın ve bütün formülleri ezberlemeye çalışın.

Vergi Hukuku : Bu ders hakkında bilgi vermeye Eray MERCAN geldi ve bir hayli rahatsız olmuş görünüyordu bu toplantıların diğer çevreler tarafından yanlış anlaşılmasından dolayı. Kimseye tiyo beklememesi gerektiğini esprili bir şekilde anlattı. Anlatırken arada bazı konulara değindi. Ben Eray hocanın boşuna konuşmayacağını ve söylediğinin altında mutlaka birşeyler olduğunu düşünüyorum. Konuşmasının aralarında değindiği konular şöyle;

1-Tarhiyat Türleri
2- Vergi Cezaları (Bunu hesaplama şeklinde sorabilirler)
3- Gelir Vergisinde Gayrimenkul Sermaye İradı (Yine hesaplama şeklinde)
4- Yıllara Sari İnşaat İşi ve Ortak Giderlerin Dağıtımı
5- Toplama (Bundan kasıt, birden fazla işverenden maaş alan işçinin gelirinin nasıl beyan edileceği ile ilgili)
6- Serbest meslek erbabı, serbest meslek kazancı, mesleki giderler
7- Emsal Kira
8- Gelir Vergisinde Emsal Bedel

Tekrar söylüyorum yukarıda yazdıklarımın hiçbir bağlayıcılığı yoktur. Çalışmalarınızda; kendi çalışma programınızı aksatmadan yukarıda yazılı olan konulara da yer veriniz.

İnşallah herkes emeklerinin karşılığını alabilir. Sınava girecek herkese sonsuz başarılar dilerim.

Saygılar...



Kurtlar vadisini izleyenler çok iyi bileceklerdir. Polat kendisine hap içirip, biraz da işkence yapılınca mal gibi bir hal almış ve kendisine sorguda sorulanlara, gayet embesil bir şekilde "hatırlamıyorum" demekteydi. Şimdi ben de en az Polat kadar embesil bir şekilde "çalışamıyorum" diyorum.

22-23 Kasım tarihlerinde kalan üç dersim için yeterlilik sınavlarına gireceğim. Fakat bir türlü çalışma imkanı bulamadım. Sanki birileri yada bişey benim çalışmama engel olmak ister gibi. Bu birelerinin başında kendisini her daim "andığım" maliye bakanı var. İşler o kadar yoğun ki; neredeyse eve gidemeyeceğim. Ki b formları zamanında gidememiştim de zaten. B formlarını yırtına yırtına bitirdikten sonra, bu seferde geçirici verginin telaşı başladı. Aynı yoğunluk yine devam etti. Şimdi de KDV yetiştirmenin telaşı başladı ki; bu telaşın tam da sınav haftasına denk gelmesi hiç de iyi olmadı. Çünkü bu yoğunlukta işten izin almam hem patronum için, hem de benim için çok da kolay değil.

Aslında gemileri yakıp giderim ama bu da bana yakışmaz. Temmuz dönemindeki sınavda mali tatilden de yararlanıp 20 gün sınava çalışmak için izin almıştım, biraz da bunun etkisi var izin almaktan çekinmemde. Çok büyük eşşeklik yaptım Temmuz'da; bunu ders çalışmak için kitabı her elime alışımda daha iyi anlıyorum. Ama yapacak birşey yok şemsiye girdi bir kere.

Tüm bu olumsukları görmezden gelip önüme bakmam ve çalışmam lazım ama dediğim gibi kişiler ve olaylar buna engel oluyor. Olaylar kısmı yukarıdaki gibi; bir de bunun kişiler boyutu var. Bana engel olan en önemli kişi yine benim aslında. Ondan sonra gelen kişileri de yine ben bahane ediyorda olabilirim. Örneğin memleketten amcamın oğlu tam da benim ders çalışmak için işten fırsat bulup erken çıktığım bir günde çıkıp geldi ve iki gün kaldı. Şimdi ben onu bırakıp nasıl ders çalışayım. Zaten insanlar bir tuhaf yapılan herşeyi kendilerine yapılan saygısızlıkmış gibi görmeye can atıyorlar. Bir de bu adam, o kadar çok konuşuyor ki, hem de yüksek sesle. İki gün de işkence görmüş polat gibi oldum, bizim amca oğlu resmen beynimi kemirdi, sesi hala kulağımda.

Sonra hafta sonu kursum vardı. Bizim hocanın eşi rahatsızlanınca kurs iptal edildi cumartesi ve pazar günleri. Ders çalışabilirim diye kursun iptal edilmesine sevinmiştim aslında. Cumartesi günü, yanıma bir firmanın KDV'sini yapmak için faturalarını da alarak biraz erken çıktım. Kendi işlerim vardı, onları hallettikten sonra erken sayılabilecek bir saatte eve gittim ve yanıma aldığım firmanın kdv'sini yaptım. Bu arada saat de gecenin biri olmuştu.

Arada söylemeyi unuttum, pazar günü de abimin şehir dışından geleceğini öğrendim. Abimle yaklaşık dört aydır görüşememiştik. Geleceğine çok sevinmiştim ama bu geliş yine bana ders çalışamamak olarak geri döndü maalesef. Şimdi ben abimle hiç konuşmasamda, onun yanından gidip nasıl ders çalışabilirim. Akşama da ablamlar geldi abimi görmeye ve gece onbire kadar oturduk. Sonuç olarak ders çalışmak için fırsat olarak gördüğün hafta sonu benim için bomboş geçti maalesef. Tek mutlu olduğum olay ise abimin gelmesi ve onu yeniden görmem oldu benim için.

Bugün pazartesi ve bu hafta sınav haftası artık. Bu hafta Kdv'lerin de son günlerine isabet ediyor. Benim için hafta içi yapılacak olan bilgilendirme toplantısının önemi birkez daha arttı; içinde yaşadığım durumlar böyle olunca. Sınava iki gün kala mecbur işe gitmeyeceğim ve birazda olsa ders çalışmaya gayret göstereceğim. Umarım kazara burayı okuyanlar benim için dua ederler. İşim dualara kaldı, duaya acaip şekilde ihtiyacım var. Lütfen dualarınızı benden esirgemeyin. Çünkü ben maalesef;

Çalışamıyorum...



TBMM Genel Kurulunda, yurt dışındaki tasarrufu yüzde 2, yurt içindeki tasarrufu da yüzde 5 vergiyle ekonomiye kazandırmayı amaçlayan tasarı, kabul edilerek yasalaştı.

13 Kasım 2008 Perşembe

Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna göre, gerçek veya tüzel kişilerin, 1 Ekim 2008 tarihi itibarıyla sahip olduğu yurt dışındaki; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları, varlığı kanaat verici bir belgeyle ispat edilen taşınmazları, bu kanunun yayımlandığı ayı izleyen 3. ayın sonuna kadar YTL cinsinden rayiç bedelle banka veya aracı kuruma bildirilecek ya da vergi dairelerine beyan edilecek. Bu kıymetler, Vergi Usul Kanunu uyarınca, defter tutan mükelleflerce beyan tarihi itibarıyla kanuni defterlere kaydedilebilecek. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu kanun hükümleri uyarınca kanuni defterlerine kaydettikleri kıymetler için, pasifte, özel fon hesabı açacaklar. Bu fon hesabı, sermayenin parçası sayılacak, sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamayacak, işletmenin tasfiye edilmesi halinde ise vergilendirilmeyecek.

Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca gösterecekler. Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmayacak.

-TÜRKİYE'DE BULUNAN SERMAYE ARAÇLARI VE TAŞINMAZLAR-

Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin sahip olduğu, Türkiye'de bulunan ancak 1 Ekim 2008 tarihi itibarıyla kanuni defter kayıtlarında, işletmenin öz kaynakları arasında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, bu kanunun yayımlandığı ayı izleyen 3. ayın sonuna kadar YTL cinsinden rayiç bedelle, vergi dairelerine beyan edilecek.

Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu kanun hükümlerine göre Vergi Usul Kanunu uyarınca kanuni defterlerine taşınmazlar dışındaki varlıklarını, banka ve aracı kurumlardaki hesaplara yatırmak suretiyle kaydederek, pasifte özel fon hesabı açacaklar. Bu fon hesabı, sermayenin parçası sayılacak ve beyan tarihinden itibaren 6 ay içinde sermayeye eklenecek. Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca gösterecekler. Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmayacak.

Defter tutma yükümlülüğü bulunmayan gelir vergisi mükellefleri, taşınmazlar dışındaki varlıklarına ait tutarları, banka ve aracı kurumlardaki hesaplara yatırabilecek. Bunlar için diğer şartlar aranmayacak.

-GERİYE DÖNÜK İNCELEME YAPILMAYACAK-

Vergi dairelerine yurt dışından getirilen ekonomik varlıkların değeri üzerinden yüzde 2, yurt içinde beyan edilen varlıkların değerlerinin yüzde 5 oranında vergi kesilecek. Bu vergi, kesintinin yapıldığı ayın sonuna kadar ödenecek. Vergi, hiçbir şekilde gider yazılamayacak ve başka bir vergiden mahsup edilemeyecek.

Banka ve aracı kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin yüzde 2 oranında hesapladıkları vergiyi, bildirimi izleyen ayın 15. günü akşamına kadar bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan edecek ve aynı sürede ödeyecekler.

Yurt dışından veya yurt içinden beyan edilen varlıklar nedeniyle 1 Ocak 2008'den önceki dönemlere ilişkin vergi incelemesi ve vergi kesintisi yapılmayacak. Ancak, diğer nedenlerle, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra başlayan 1 Ocak 2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemeleri sonucu, gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden tespit edilen matrah farkından, bu kanun kapsamında beyan edilen tutarlar mahsup edilerek tarhiyat yapılacak.

Gümrük, kaçakçılıkla mücadele, vergi usul kanunlarındaki suçlar yönünden hapis cezasını gerektiren bazı fiillerle ilgili soruşturma ve kovuşturmalar devam edecek. Beyan edilen varlıklarla ilgili, Vergi Usul Kanununun amortismanlara ilişkin hükümleri uygulanmayacak. Bu varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmeyecek.

Yurt dışından bildirim veya beyan yapıldığı tarihten itibaren 1 ay içinde Türkiye'ye getirilmeyen, Türkiye'deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmeyen para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları dolayısıyla veya beyanda bulunulduğu halde bilanço esasına göre defter tutmayan mükelleflere, varlıklara ilişkin tutarların banka ve aracı kurumlara yatırılmaması, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflere ise süresi içinde sermaye artırımında bulunulmaması halinde, vergi incelemesi ve vergi kesintisi uygulanacak. Bunun yanı sıra söz konusu varlıklar için inceleme, soruşturma ve kovuşturma yapılabilecek, idari para cezası kesilebilecek.

Yurt içinde beyanda bulunulduğu halde, sermaye artırımında bulunulmazsa bu varlıklar için vergi incelemesi ve vergi kesintisi uygulanacak. İlgili kurum ve kuruluşlar, gerçek ve tüzel kişiler, yapılacak işlemlere ilişkin taleplerini yerine getirmek zorunda olacaklar. Kanun uyarınca verilmesi gereken beyannamelerin şekil, içerik ve ekleri ile verileceği yeri ve kanunun uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkili olacak.

-YURT DIŞI KAZANÇ İSTİSNASI-

Tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların 30 Nisan 2009 tarihine kadar elde ettikleri kazançları da dahil; kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumların iştirak hisselerinin satışından doğan kazançları, merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumlardan elde ettikleri iştirak kazançları, yurt dışında bulunan iş yeri veya daimi temsilcisi aracılığıyla elde ettikleri ticari kazançları; bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 31 Mayıs 2009'a kadar Türkiye'ye transfer edilmiş olması kaydıyla, gelir ve kurumlar vergisinden müstesna tutulacak.

Tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumların tasfiyesinden doğan kazançları, 31 Ekim 2009 tarihine kadar Türkiye'ye transfer edilmiş olması kaydıyla gelir ve kurumlar vergisinden müstesna olacaklar.

-BAKANLAR KURULUNA MEVDUAT GARANTİSİ-

Bankacılık Kanunun 63. maddesinin 3. fıkrasında sigortaya tabi olacak tasarruf mevduatının ve gerçek kişilere ait katılım fonlarının kapsamını ve tutarını belirlemeye ilişkin TMSF'ye verilen yetkiler, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl süreyle doğrudan Bakanlar Kurulu tarafından kullanılacak.

Bakanlar Kurulu, bu süre içerisinde tasarruf mevduatının ve gerçek kişilere ait katılım fonunun yanı sıra, sigortaya tabi olacak diğer mevduatın ve katılım fonlarının kapsamını ve/veya tutarını ve sigorta kapsamı dışında tutulacak mevduat ve katılım fonlarının niteliğini belirlemeye de yetkili olacak.

Bakanlar Kurulu tarafından sigortaya tabi tutulan mevduat ve katılım fonları, TMSF tarafından sigorta edilecek. Kredi kuruluşları, nezdinde bulunan katılım fonlarının sigortaya tabi kısmı üzerinden sigorta ettirecek ve bunun üzerinden prim ödeyecek. TMSF, Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek kapsam ve tutar, mevduat ve katılım fonu için ödemelerin sigorta primleri oranını tarif etmek, şeklini ve diğer usullerini Bankalar Kanunundaki usul ve esaslara tabi olmaksızın BDDK'nın görüşünü alarak belirleyecek.


Gündemimizin en yoğun konusu B formları. Bugün verilmesi gerekiyor son gün. Birçok meslektaş uzaması konusunda gerek odaları aracılığı ile gerekse de direk Maliye Bakanımıza bu konuyu intikal ettirdi. Ama hala uzayacağı yönünde bir gelişme yok. Bu yüzden ben formların ismini değiştirdim. Küçük çocukları korkutmak için "BÖÖÖ" derdik. Bu formların verilememesi ve verilse bile yanlış verilme olasılığının olması yüzünden muhasebecilere korku vermesi nedeniyle ben bu formlara bundan böyle BÖÖÖ formları diyeceğim.


Sayın Maliye Bakanımız Kemal UNAKITAN'ın yukarıdaki mesajı galiba biz muhasebecilere. Yatmayın diyor sayın bakanımız. Sayın bakanım merak etmeyin yatmıyoruz zaten. Şu ande saat gecenin dördü ve ben hala yatmıyorum. Benim gibi birçok muhasebeci de şimdi bu formları yetiştirmek için harıl harıl çalışıyor. Çalışırkende kulağınızı çınlatıyorlardır eminim. Siz şu anda yatağınızda güzel güzel uyuyun merak etmeyin bizler çalışırız. Hatta hiç uyumadan çalışırız.


Yanılmıyorsam sizde bizim mesleğimizden gelen birisiniz. Biran için biraz empati yaparak milletvekili ve bakan olmadığınızı ve hayatınızı muhasebecilik yaparak idame ettirdiğinizi düşünün lütfen. Bilgisayar ortamına alınan kayıtlarınızın silindiğini ve bu yüzden kayıtların tekrar girilmesi gerekliliğinin olduğunu, yeterli elemanınız olmadığını, zamanında verebilmek için gerekli teknik ekipmana sahip olmadığınızı ve bu yüzden BÖÖÖ formlarını zamanında veremeyeceğinizi düşünün lütfen. Bu formları zamanında veremezseniz 1.490.YTL ceza yiyeceğinizi ve zaten tahsilatlarda binbir zorluk içerisindeyken bu ceza yükünün de üzerinizde kalacağını düşünün lütfen. Sonra üzerinde bunca iş yükü olmasına, çalışmasının karşılığını hem maddi hemde manevi anlamda alamamasına rağmen gece gündüz demeden çocuğunuzu sevemeden, eşinizi göremeden çalıştığınızı, her gün çıkan kanunları uygulayıcı memurlardan daha önce öğrenip iş bilmez memurlara bu kanunları anlatmaya çalıştığınızı, yine tüm bu olumsuzluklara rağmen devletin vergi alacağını tam ve doğru bir şekilde devletimize ulaştırmaya çalışan bir meslektaş olduğunuzu ve tüm bunlar da yetmezmiş gibi kendi içinizden çıkmış bir bakanın bunları görmezden gelerek muhasebecileri zor duruma sokacak çalışmalarda bulunduğunu veya zor durumdaki hallerini düzeltmek için bir çalışma yapmadığını hayal edin lütfen.

Nasıl? Gerçekten zor değil mi muhasebecilerin hali? Dilerim korku yayarak birşeyler yaptırmayı amaçlayan öcü tarzındaki uygulamalar son bulur ve devlet ile mükellef arasında köprü vazifesi gören muhasebecilerin insanca bir yaşam sürmeleri sağlanır. Eğer sağlanmazsa zamanla bu "köprü" yıkılır ve bundan sadece köprü vazifesi gören muhasebeciler zarar görmez aynı zamanda devletimizde çok büyük zararlar görür.


Daha önce yeterlilik sınavları ile ilgili yine bir rüya görmüş ve onu da buradan yazmıştım. Aslında başlığı "rüyalar gerçek olsa, sıçtık demektir" yazacaktım ama uygun kaçmaz diye düşündüm başlık için. Gördüğüm daha çok kabusu andırdığından bu başlığı seçtim Fredy'ciğimi düşünerek. Bilerek başlığa numarada verdim ki hani sınava daha 20 gün var. Eğer bu 20 günde başka benzer kabuslar görürsem onu da aynı isimle (2), (3) .... şeklinde yazarım belki dedim. Şimdi vizyonda Testere 5 var. İnşallah bu yirmi günde ben Yeterlilik Kabusları 5'i yazmak zorunda kalmam.


Yine ne oldu da böyle yazdın diyebilirsiniz. Bir öncekine göre kabus sayılabilecek bir rüyaydı gerçekten. Temmuz ayında SMMM yeterlilik sınavlarına girdim ve 7 dersten 4 ünü verebildim ancak. Vergi, maliyet ve analiz derslerinden kaldım. Bu aralar yine kursa devam ediyorum ve sınav stresi bir kez daha üzerimde oluşmaya başladı. Neden daha önceki 4 dersi verdiğim sınavın analizini buradan yapmadın diye soran olursa; cevabı basit yazacak bişey bulamadım. Utandım!!! Tamamen kendi aptallığımdan geçebileceğim iki dersten fuzuli yere kaldım ve şimdi bunun acısını hem maddi hem de manevi anlamda çekiyorum. İnşallah 22 Kasım da yapılacak sınavda veririm de kurtulurum dersleri diyorum ama dün sabah rüyamda gördüklerim, "ne oluyo lann" dedirtti bana.


Rüyamda vergi dersinden sınav halindeydim. Sınav olduğum sınıf kurstaki sınıfım, sınavdaki insanlar kurs arkadaşlarım ve sınav gözetmeni de kursta vergi dersine gelen hoca idi. Tıpkı Türk korku filmleri gibi saçma bir başlangıç ve belki devamı da öyle ama takdir edersiniz ki rüya sahibi de bir Türk. Soru kağıtları dağıtıldı, içimde anlatılması zor acaip bir heyecanla kağıdı elime aldım ve sorulara baktım. Ama o da nesi normalde 4 tane soru olması gereken kağıtta bu sefer 15 adet soru var ve normalde 4 soru için soru başına 25 olan puan bu sefer 15 soruya da farklı olmak üzere 30 ve 45 puan aralığında puanlandırılmış. Soru sayısını ve yanlarındaki puanları görünce heyecanım bir kat daha arttı. Alelacele soruları yapmaya koyuldum ama o da nesi hiçbirini yapamıyorum nutkum tutuldu. Sınav da mal gibi kalmış ve hiçbir şey yapamaz vaziyetteydim. Bir soruya bakıyorum, tamam diyorum ben bunu yaparım diyorum ama nafile. Soruyu cevaplamaya gelince kitlenip kalıyorum. Bir yandan da saatte gözüm. Kocaman saatin kocaman saniyesi hızla ilerliyor. Şerefsiz başka zaman olsa bu kadar hızlı gitmez. Sınav oluyorum ya, bir de soruları yapamıyorum ya uçacak illaki şerefsiz.


Derken sınav gözetmeni ile göz göze geliyoruz. Bizim hocayla yani. Anlıyo bende bir mallık olduğunu, bakıyor ki soruları yapamıyorum. Birşeyler yazıyorum ama sadece saçmalıyorum yani bir bok yok kağıtta. Beni tanıdığından diyorki; arkadaşlar isterseniz kitabı açıp kopya çekebilirsiniz. Ben sevindirik oluyorum kitabı açabilirsiniz deyince. Sorulan soruyu kitaptan bulmaya çalışıyorum. Çalışıyorum ama bulamıyorum. Bulacam belki ama heyecandan hangisine önce bakmam gerektiğine karar veremiyorum. İlk önce 45 puanlık soruyamı baksam, yoksa 30 puanlık soruya mı baksam diye düşünüp dururken, bir yandan da saniyelerin hızla akışını ister istemez takip etmek zorunda kalıyorum. Sonuçta o kadar heyecanlanıyorum ki ve o kadar telaş yapıyorum ki; 15 sorudan 1 tanesini bile yazamıyorum.


Hala yazmaya çalışıyorum ama telefonumda Ceza'nın beni uyandırmak için söylediği Fark Var isimli şarkı çalınca birden yataktan fırladım. Uyandığımda hala kendime gelememiştim. Ceza "maymunlar cehennemindeyim, hiç kimse bilmemiş, hiç kimse görmemiş ve hiç kimse konuşmamış" diyor şarkısında. Kendimi bir anda maymun gibi hissettim. Ya sınavda gerçekten bu durumda olursam diye düşündüm. Çok korktum çook.


Rüyalar tersine çıkar derler. Acaba doğru mu bu? Rüyalar tersine çıkar belki tamam da, acaba kabuslar da tersine çıkar mı bakalım? Çıkmazsa gerçekten durum vahim. Bunları düşünmek istemiyorum ama düşünmesemde rüyalarıma giriyor işte. Acaba Ceza'nın söylediği doğru mu? Yani maymunla alakalı olan konu değil. Bir de şöyle diyor şarkıda "Fark var! İyi ile kötü arasında büyük bir fark var!"

Ben kötü olduğumu düşünmüyorum ama acaba iyi ile benim aramda fark var mı? Düşünmeden edemiyorum.